9 Mart 2010 Salı

Böyle tatil istemiyoruz!


Haftanın olayı, Diyarbakırspor-Bursaspor maçının tatil edilmesiydi. Maçta yaşananlar bütün futbolseverleri üzdü. Tamam, tatil güzel bir şey, yaz yaklaştıkça ağaç gölgesinde hamakta sallanmak, sıcak kumlar ve serin denizler akla geliyor ama futbolun bu olaylarla tatil edilmesi güzel değil! Umarım bir daha yaşamayız...

NTV Spor
Güncelleme: 22:47 TSİ 08 Mart. 2010 Pazartesi
Futbolun asla sadece futbol olmadığı bir hafta sonu yaşadık. Diyarbakırspor-Bursaspor maçı öncesi ve sonrasıyla uzun süre gündemden düşmeyecek. Son dönemde 3 önemli maç tatili yaşandı ligimizde. Birisi yine Diyarbakırspor’un bir maçıydı. 2005-06 sezonunda 26 Şubat 2006 tarihinde oynanan Diyarbakırspor-Konyaspor maçının sonlarında Diyarbakırsporlu yöneticilerden birinin sahaya girip Konyasporlu Bebbe’yi tekmelemesi, taraftarın sahaya girmesi, çıkan olaylar sonunda maç tatil edildi ve Konyaspor maçı 3-0 hükmen kazandı. 2006-07 sezonunda 17 Mart 2007’de V. Manisaspor-Sakaryaspor maçı, Manisaspor kalecisi Bülent Ataman ve kaleci antrenörünün saha ortasında hakem Cüneyt Çakır’a saldırması ve Çakır’ın kokartının yırtılması sonucu Çakır tarafından tatil edildi. Maçı Sakaryaspor hükmen 3-0 kazandı. Son olay ise 2007-08 sezonundaydı. Ligin ilk haftasında Trabzon’da oynanan Trabzonspor-Sivasspor maçında Trabzonspor 1-0 öndeyken maçın son dakikasında çıkan kavgada sahaya seyircinin girmesiyle maç tatil edildi. Trabzonspor maçı 1-0 kazanacakken 3-0 hükmen yenildi.

Yaşananlar adına söylenecek çok şey var. Ancak yaşananların içerisinde futbol dışı anlamlar olduğu için bunları bu platformda söylemek, tartışmak çok doğru değil. Futbol adına söylenebilecek tek şey, Bursaspor bu maçı 3-0 hükmen kazanır, eski maçını da galibiyetle kapatırsa liderliğe yükseleceğidir.

Hazır konu açılmışken futbolumuzda son dönemde yaşanan önemli bir konuya mutlaka çözüm bulmak gerektiğini hatırlatmalıyız. Yaşanan tribün olayları, olaylar derken münferit olanlardan söz etmiyorum. Kentler arasında başlayan gerilimlerden söz ediyorum. Biliyorsunuz Beşiktaş ile Bursaspor arasında uzun süredir yaşanan “tribünlere rakip taraftar almama” geleneği devam ediyor. Bundan sonra aynı şey Bursaspor ile Diyarbakırspor arasında olacak gibi gözüküyor. Yakın zamana kadar bazı derbi maçlarında rakip seyircilerle ev sahipleri arasındaki çatışmaları hatırlıyoruz. Kentler ve taraftarlar arasındaki bu husumetlerin artmaması gerekiyor, yoksa yakında taraftar için deplasman diye bir kavram kalmayacak!

Gelelim saha içerisindeki futbola. İşte haftanın olayları:

Haftanın kazananı, Fenerbahçe. Son 7 resmi maçta galip gelemeyen Fenerbahçe, Alex’in olmadığı, oynamamasıyla tartışılan Semih ve oynamasıyla tartışılan Güiza ile çıktığı maçta Andre Santos’un golüyle Antalyaspor’u zor da olsa 1-0 yendi. Üstelik ligin 2. yarısında ilk kez bir maçı gol yemeden tamamladı.

Haftanın kaybedeni, Galatasaray. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın 3 puan aldığı, Bursaspor’un potansiyel 3 puan alıcısı olduğu bir haftada puan alamadı. Dahası, geçen haftaki güzel futbolunun çok gerisinde kaldı.

Haftanın gizli lideri, Bursaspor. Puan kaybetme ihtimalinin olduğu bir deplasmanda çıkan olaylar sonrasında Bursaspor, büyük ihtimalle 3-0 hükmen galip sayılacak. Kasımpaşa ile oynayacağı maçı da düşünürsek 2 maçta toplam 6 puan, Bursaspor’u ligin gizli lideri yapıyor.

Haftanın talihsizi, Güray. Denizlispor’un ümit milli oyuncusu, Manisaspor maçında yaşadığı talihsiz bir pozisyonda sakatlandı ve ayağı kırıldı. Gerçekten büyük talihsizlik. Üstelik ligde küme düşmeme mücadelesinin kızıştığı bir dönemde Denizlispor için de talihsiz bir sakatlık. Güray’a geçmiş olsun diliyor ve bir an önce sahalara dönmesini arzu ediyoruz.

Haftanın istikrarlısı, Trabzonspor. Şenol Güneş göreve geldikten sonra yenilgi sözcüğünü sözlüğünden çıkartan Trabzonspor, Gençlerbirliği önünde geriye düşmesine rağmen zor da olsa galip geldi. 2010 yılında 12 resmi maçta 8 galibiyet ve 4 beraberlik ile Trabzonspor, sadece haftanın değil, 2010 yılının en istikrarlı ekibi.

Haftanın umursamazı, İstanbul BB. Şampiyonluk yarışıymış, küme düşme hattıymış, takımda sakatlar, cezalılar varmış, 10 oyuncusu eksikmiş. Umurlarında değil! Son iki haftada önce Fenerbahçe’yi yenip zirvenin seyrini değiştirdiler, sonra Sivasspor’u deplasmanda yenerek düşme hattına yeni bir şekil verdiler. Ligin sessiz sedasız yükselen değeri İstanbul BB’ye ve onca eksiğe rağmen gençlerden müthiş bir takım yaratan Abdullah Avcı’ya tebrikler...

Haftanın kanaatkarı, Ankaragücü. 1 puana aboneler. Gözleri yüksekte değil, öyle 3 puanmış, galibiyetmiş, onlar için önemli değil. 1 puan onlar için yetiyor sanırım. Hani yolda giderken çok acıkırsın, bir lokantaya girip güzelce karnını doyurmak yerine bir simitçinin önünde durup fırından yeni çıkmış simit ve peynirle açlığını kesersin ya, Ankaragücü de o misal... Neyse fazla abartmıyalım, son 7 lig maçında 6 beraberlik aldı Ankaragücü, 1 puanı alışkanlık haline getirdi!

Haftanın “zorla mı kardeşim, istemiyorum” diyeni, Kasımpaşa. Bu kaçıncı öne geçtikleri maçta puan kaybetmek? Üstelik bir değil, iki farklı öne geçiyorlar ama Kayserispor maçı, ligin 2. yarısında 2-0 öne geçip kazanamadıkları 3. maç oldu.

Haftanın büyüklere rahat vermeyeni, Eskişehirspor. Son 2 sezonda Galatasaray’ın başına örmedikleri çorap kalmadı. Rıza Çalımbay’ın öğrencileri son 4 lig maçında Galatasaray’ı 3 kez yendi, 1 kez berabere kaldı. Eskişehir’de Fenerbahçe’ye son 2 sezonda 5 puan kaybettirdi. Bir Beşiktaş’a, bir de Trabzonspor’a diş geçiremedi son 2 sezonda, ama henüz 2. yarıda karşılaşmadı bu takımlarla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder