22 Şubat 2010 Pazartesi

Rijkaard, Barcelona, Galatasaray ve sabır


Sezon başında kimsenin beklemediği bir anda açıklandı Galatasaray'ın Frank Rijkaard ile anlaştığı..


Sezon başında kimsenin beklemediği bir anda açıklandı Galatasaray'ın Frank Rijkaard ile anlaştığı..Bu haber hem Avrupa hem de Türkiye'de büyük bir yankı uyandırdı. Hollandalı teknik adam bugün herkesi hayran bırakan Barcelona futbolunun mimarıydı. Dünyanın en iyi oyuncusu olarak gösterilen Messi'yi A takımda daha 16 yaşında oynatan teknik adamdı. Bütün herkes bu yüzden çok büyük beklentiler içindeydi. Hollandalı teknik adamın bir anda Galatasaray'ın başına geçip, sarı-kırmızılıları Barcelona'ya çevirmesi bekleniyordu belki de..

Sarı-kırmızılılar da sezona müthiş başladı. İlk 7 hafta rakip takımlara çok ezici bir üstünlük kurdu. Hem Türkiye'de hem Avrupa'da oynadığı futbolla büyük beğeni kazandı. Ancak, o zamanlarda bile bazı oteritelerce çok gol yiyor diye eleştiriliyordu. Ne olduysa Eskişehirspor maçından sonra oldu. Galatasaray çok üstün oynadığı bir maç sonrası rakibiyle 1-1 berabere kalınca, Rijkaard hak etmediği şekilde ağır eleştiriler aldı.

Takımın tek ön libero ile oynamasıyla, defansif yönde yapılan hatalar ön plana çıkarıldı. Ancak kimse Galatasaray'ın hücum yönünde yaptıklarını konuşmadı. Bu eleştrilerin artması üzerine Hollandalı teknik adam da Türkiye'ye uyum sağladı ve takır takır işleyen sistemi değiştirdi. Orta sahaya 2 tane defansif yönlü oyuncu koymaya başladı. Ve Galatasaray o günden beri 1-2 maç dışında ilk haftalardaki performansı hiç gösteremedi.

Bu günlerde ise Rijkaard'ın takımı gol atamıyor diye eleştiriliyor. Yani sezon başındaki eleştrilerin tam tersi. Şimdi defans hataları en aza indi, ancak artık Galatasaray rakibe gol atamayan bir takım haline geldi. Bunun nedeni olarak forvet eksikliğini göstermek kolaya kaçmak bence, bunun nedeni Türkiye'nin herkesi olduğu gibi Rijkaard'ı da değiştirmiş olması... Ülke olarak yine bir değere sabır göstermedik ve onu da ülkemizdeki kaosun içine çektik

İspanya ile Türkiye arasındaki farkı anlamak için Rijkaard'ın Barcelona'daki ilk senesine bakabiliriz. Hollandalı teknik adam çok kötü bir Barcelona deveralmıştı. Takımın başına geçtiğinde takımın teknik adamı gitmiş, yıldızları yaşlanmış ve başarıya doymuştu. Rijkaard'ın takımdaki ilk icraatı başarıya doymuş oyuncularla yollarını ayırmak oldu. (sezon başında Galatasaray'da olduğu gibi). Sonrasında Ronaldinho gibi önemli bir yıldız transfer edildi. Ancak, işler Hollandalı teknik adam için hiç de iyi başlamadı. Üst üste puan kayıpları yaşayan Barça, ligde 16. sıraya kadar geriledi. Esasında Barça iyi bir futbol oynuyor ancak bir türlü istediği sonuçları alamıyordu. İlk yarının son haftalarında herşey değişmeye başladı. Hollandalı teknik adam, ona sahip çıkan Başkan Laporta ve Hollandalı teknik adama her zaman destek veren Barcelonalı taraftarlar sabrın meyvelerini toplamaya başlamıştı. Barcelona o sezon inanılmaz bir seri yakalayarak ligi 2. sırada bitirdi. Hollandalı teknik adamın 2. senesinden itibaren de fırtına gibi esmeye başladı.

Evet, biliyorum Galatasaray asla bir Barcelona değil, evet Galatasaray'ın İniestası, Xavisi, Messisi ya da Ronaldinhosu yok, ancak bu oyuncularda bir gün de çıkmamıştır. Eğer, o gün Rijkaard Messi'ye şans vermese Messi bugun bu kadar kendini geliştirmiş olabilir miydi? Ya da İniesta başka takıma kiralanmaktan Rijkaard sayesinde kurtulmasa bugün dünyanın en önemli orta saha oyuncularının arasında sayılabilir miydi? Bunu kimse bilemez.. Bu oyuncular Rijkaard ve başkan Laporta'nın ona olan sabrıyla bu günlere gelmiştir, Barcelona'da bu sabırla bugünlerde en hayran olunan takım haline geldi.

Kimse Galatarasay'dan bir Barcelona olmasını beklemiyor, sadece Avrupa'da, ligde istikrarlı ve güzel futbol oynayan Galatasaray bekliyor. Fatih Terim dönemindeki Galatasaray'ın kalıcı olmasını bekliyor. Sezon başındaki Galatasaray, belki de Fatih Terim dönemi sonrası en iyi oynayan Galatasaray'dı. Ancak, Rijkaard'ı rahat bırakmadığımız için sürekli eleştirdiğimiz için o futbol artık yok. Rijkaard artık oyuna değil sadece sonuca bakıyor ve bunun için kendi özünde olmayan şeyler yapıyor. Sezon başında da aynı düşüncemi belirtmiştim, Galatasaray taraftarı, basını, yönetimi ve futbolcuları bu seneyi hatta gelecek seneyi kaybetmeyi göze alırsa beklenen takım gelecektir.

Herşeye rağmen baktığımızda Galatasaray şu an en büyük 2 hedefinde de iddialı. O kadar eleştirilmesine rağmen ligde lider ve Avrupa'da yoluna devam ediyor. O kadar sakatlarına ve kötü oyununa rağmen. Peki en kötü haliyle bu durumda olan sarı-kırmızılıların, sakatlarının geri dönmesi ve takımının oturmasıyla nerelede olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Evet, Rijkaard şu anda belki hiç beklenmedik kadrolarla sahaya çıkıyor, belki hem taktik anlamda hem de transfer anlamında büyük yanlışlar yapıyor. Ancak Hollandalı teknik adamın futbolu hepimizden daha iyi bildiğini düşünürsek, onu rahat bırakıp kafasındaki düşünceleri sahaya yansıtmasını beklersek ne kaybederiz? Ben eminim ki Rijkaard 5 yıl boyunca bu takımın başında kalsın ve istediği sistemi rahat bırakılıp takıma yansıtsın, bundan hem Galatasaray karlı çıkar hem de Türk futbolu... Ben buna tüm kalbimle inanıyorum.. Umarım Galatasaray yönetimleri ve taraftarları da inanır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder